Sayfalar

9 Kasım 2012 Cuma

Oğluşumun 4. yaş günü partisi...


Canım oğlum,bugün doğum günün ,baban ve benimde en mutlu günümüz,gün geçtikçe büyümen ,her geçen gün seninle paylaştığımız o güzel günler,bizi çok heyecanlandırıyor...
çünkü sen bizim hayatımıza renk katan ,yolumuzu aydınlatan çok değerli bir varlıksın,dünyamız seninle şekilleniyor ve 
önem kazanıyor.. Bana bir anneciğim deyişin tüm haylazlıklarını unutturuyor.....
Senin sağlıklı büyüyüp erdemli ,çalışkan bir birey olmanı canı gönülden diliyor ve istiyorum....
bugün 4 yaşını bitirdin,birlikte daha nice mutlu ve sağlıklı yıllara canım yavrum,iyi ki doğdun,seni çok seviyorum.....





Nutellalı kanepeler.




Güzel öğretmenimiz

Oğlumla birlikte yaptığımız parti süsleri
Konsepte uygun hazırladığım çikolatalarımız..

Cubcake ve Sünger Bop kurabiyelerimiz.

Konsepte uygun yaptığım korsan pastamız



Korsan kurabiyelerimiz..


Pinyata içine hazırladığımız şekerleme ve çikolatalar..

Babayla doğumgünü pozu:)

Anneannesinin diktiği korsan kostümü.

Oğlumun isteği üzerine yaptığım pinyata

Oğlumun kız arkadaşlarına yaptığım prenses taçları..

Bunlarda erkek arkadaşlarına aldığımız hediyeler.. 


29 Ekim 2012 Pazartesi

Erkek annesi olmak

Erkek annesi olmak…
Bir kere en başta çocuğunun fiziken sana benzemeyeceği gerçeğini kabullenebilmek demektir.
Daha ‘anne’ demeyi öğrenmeden ‘araba’ demesine gülmek,*
Temizlik yaparken çektiğin her koltuğun altından çıkan arabalar ve toplar sayesinde eğlenmek,
Hayatta bilmediğin bazı şeyleri ona öğretmek, örneğin ayakta işemek:))
Çocukluğunda hiç oynamadığın oyun ve oyuncakları ona öğretmek; birli
kte araba sürmek, otoparklar inşa etmek, hatta araba marka ve modellerini onunla öğrenmek demektir.

Oğlunun hayatındaki ilk kadınken, büyüdükçe başkalarının da olacağını bilip o günlerin hayallerini kurmak,
Seni çok sevip örnek alırken ona bazı şeyleri neden senin gibi yapamayacağını anlatabilmek,
Daha 2,5 yaşındayken sorduğu “Anne senin pipin nerede?” sorusuna, akla yatkın, makul ve anlayabileceği dilde cevap verebilmek (“annelerin pipisi olmaz”:) demektir.

Oğlunla yapışık ikiz gibi dolaşmak, onun yanında kocana sarılamamak, iş yaparken, telefonla konuşurken, oje sürerken, bilgisayarla bir şeyler yaparken, yemek yaparken, gazete-kitap okurken, birileriyle sohbet ederken… Yani onunla birebir ilgilenmediğinde veya onun istemediği bir şeyler ilgilenirken sırtından kafandan kucağından kolundan bacağından dolanıp durmasına alışıp herşeyi bırakıp ona kocaman sımsıkı sarılıvermektir…

Filmlerde gördüğü bütün kadın-erkek karakterlerin iliskisini anne-oğul olarak yorumlayan tatlı masumiyetine gülmektir:)
Eşin için, hayatında bu kadar çok sevebileceğin başka bir erkek yok diye düşünürken, sana aksini ispatlarcasına çıkıp gelen bu küçük prense deliler gibi aşık olmak, sevgini içinde taşıyamayıp durmadan hüngür hüngür ağlamak, koklamaya öpmeye doyamamak, dokunmaya kıyamamak demektir.

Erkek annesi olmak…
İçindeki erkeği keşfetmektir onunla.
Bunca yıldır ‘kadın’ken ve daha yeni ‘anne’ olmaya alışırken, bir de ‘erkek’ olmak… ona en iyi dost, en iyi öğretmen, en delikanlı arkadaş, en sert koruma olmak…
Erkek muhabbetleri yapmak, erkek oyunları oynamak, erkek jargonunu anlamaktır.
İstediği zamanlarda kadın ruh haline geri dönüp ona kadınları anlatmaktır;)

Erkek annesi olmak…
Güzeldir işte, onunla büyümek onunla güzelleşmektir,
Ve fakat olgunluk, ergenlik, ‘erkeklik’ evresinde sarılıp öpememek, uzaktan sevmektir.

Çapkınlıklarıyla, erkeklikleriyle, güçleriyle, sünnetleriyle, askerlikleriyle ve hatta pipileriyle gurur duyulan erkek egemen toplumlarda çoğu zaman prestij, ölüm-kalım meselesidir maalesef:(

Erkek annesi olmak…
Kadına iyi gelir, cildi gençleştirir, güzelleştirir, boyu uzatır, saçı uzatır, yanakları pembeleştirir, seksapeli arttırır, 10 kilo verdirir, üç göbek arttırır:P demek isterdim ama tamamen uyduruyorum şu an:)
Sadece böyle bir şehir efsanesi olduğu doğrudur, ‘erkek çocuk anneyi güzelleştirir’ derler ki, geçenlerde hamile bir arkadaşımın verdiği bilgiye göre, tamamen bebeğin annedeki erkek hormonlarını almasına dayanan bilimsel ve fizyolojik bir durumdan ibarettir, fazla büyütmemek gerekir!

Şimdi bunca yazıyı okumaya üşenenler için özetleyeyim;
Çok güzeldir arkadaşım, çok eğlencelidir, yap işte bir tane:), erkek kız fark etmez, anne olmak bu eğlence, bu mutluluk için yeterlidir!

29 Eylül 2012 Cumartesi

Oğluşum kek yaparken







                              Küçük totolu oğlum mutfağı çok sever,sık sık kek yaparız birlikte:)



14 Eylül 2012 Cuma

Ahşap panolarımız,mandal tırtılımız ve mandal uçağımız..

   
                 Kullanmadığımız çoğu kayıp olan tahta puzzle oyuncağımızın arkasına ,evalardan çeşitli şekiller keserek yapıştırdık,bu  güzel  panolar çıktı ortaya,ben kestim ,oğluşum büyük bir zevkle yapıştırdı,deniz temalı zemini maviye boyadık, beyaz efektler oğluma ait.......Bahar temalı olan çiçeklerimiz kesilmiş hazır evalardan,dallar renkli pipet temizliyicilerinden, onları da oğluşum yapıştırdı büyük bir mutlulukla....

           
                     Panolarımızı henüz oğlumun odasına asamadık ,şimdilik foto çerçevelerimizin üzerinde yerlerini almış bulunmaktalar.



    Tahtalar tamamen oğlumun boyaması silikonla yapıştırarak en son halini almış durumda mavili uçağımız...
Sizede fikir olabilir.......

                     
                      Mandala yapıştırdığımız küçük renkli ponponlarla oluşturduğumuz minik tırtılımız


Ben ve oğlum hakkında.....



 


       Afacan oğlunun doğumuyla birlikte aktif iş hayatını bırakıp evde çalışmaya başlayan,bununla birlikte  , çoğu vaktini oğluyla geçiren ,her şeye pozitif bakan ,arkadaş canlısı ,sabırsız ,gülmeyi çok seven,boş durmayı hiç sevmeyen,sürekli bir şeyler üretmeye çalışan,kesinlikle üşengeç olmayan,enerjik,inatçı ve azimli tipik bir koç burcuyum..
       Eşimin görevi nedeni ile çok sevdiğim ,doğup büyüdüğüm İstanbul’dan ve tüm sevdiklerimden ayrılmak zorunda kaldım,bir senedir geçici olarak çekirdek ailem ile Malatya’da yaşamaktayız..
       Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi mezunuyum bir sure halı ,kumaş ve grafik üzerine çalıştım, evden çeşitli tasarımlar yaptım,en son oğluma hamileyken doğum için bebek hediyelikleri ararken butik pasta ve butik kurabiyeler ile tanıştım  ,şu anda evden pasta ve kurabiyeler yapıyorum, yakın zamanda da butik pasta üzerine bir pastane açmayı planlıyorum, hazırlıkları halen sürüyor…..
       Bunlar dışında keçelerden farklı şeyler üretmeyi vede yeni ürünler tasarlamayı çok seviyorum.Yaptıkça hepsini sizinle paylaşmayı düşünüyorum bloğumda….
       Oğluşum Yiğit Arda ise 4 yaşında  , annesi gibi fazla enerjik ,kabına sığmayan,hiperaktif değil ama bir o kadar hareketli,hırslı ve  Sünger Bob hayranı afacan bir çocuk,bu bloğu açmamda ki tek etkende oğluşum oldu.
       Daha once 1,5 yaşında kreşe başlamıştı, Malatya ya geldiğimiz dönem kreşinden ayrılmak zorunda kaldı, burayı fazla tanımadığımız için kreşe başlatmadık,birlikte evde olduğumuz dönemlerde de bir çok aktiviteler ve etkinlikler yaptık oğlumla,bu sayede oğlumun yeteneklerini de keşfetmiş oldum,birlikte şişe kapakları, dondurma çubukları ,taşlar ve kozalaklar biriktirdik,evde olan işe yaramayan her şeyi işe yarar hale getirip mutlu oluyoruz birlikte,tüm bu yaptıklarımız ve yapacaklarımızı da sizinle paylaşmak istedim hem sizede yardımcı olur,hemde oğluma gelecekte annesiyle yaptıkları hatıra olarak kalır düşüncesiyle…
      Kısaca kendimizi tanıttım, umarım sizinle güzel paylaşımlarımız olur.....
      Sevgiyle kalın.......
                                                 
                                                                            Butik pasta bloğum:
                                                                 http://www.cakedekor.blogspot.com/

Dünden bugüne Arda muzurlukları:)


1,5 yaşlarındayken nerede kalem  bulsa hemen  elini, yüzünü ,kısaca her yeri çizer ,boyar şebeklik yapardı:)
Bu resimde onlardan bir tanesi...


          9 aylıkken ilk gittiğimiz deniz tatilimizden bir foto,o zamandan beri arabalara karşı ilgisi vardı,yüz göz dondurma içinde:)bu fotoda....

                     
                             Bu fotoda  son zamanların  en kayda değer 4 yaş yaramazlık hatırası:))))kimsenin aklına gelmeyen afacanlıklar hep bizde mevcuttur:)


                  Buda anneannesinin terasında yaptığı yaramazlıklardan ,yine eline kalem geçmiş ,karalamadan olu rmu:)
   
         Babası gibi tamir düşkünüdür en sevdiği oyuncağı babasının tamir çantası ve tamir aletleridir,aldığımız oyuncak tamir aletleri ile kesinlikle ilgilenmez:)


                          Burdada 1 yaşını yeni yeni geçmiş hali,masaya nasıl uzanmış herşey ortada:)

             
                                 Çapkındır da biraz, çok sevdiği nil ablasıyla,mayışmış on sarılınca:)


Son zamanlardaki Arda'nın hali,genelde koltuk minderleri yerdedir,sürekli arkasından toplasan da affetmez:)


Mutfak tezgahına zıplayarak çıkmayı ve dolaplarda sakız ve çikolata aramayı çok sever:)


                Kondüsyon bisikletimde vazgeçilmezleri arasındadır,tepesinde şekilden şekile girer:)

                                                                                :)

                       
                           Eski ütü masamız,diğer vazgeçilmez oyuncakları arasındadır vede kablolar:)

                   
         Tv yi arada bir çekmece içinden izlemeyi çok sever,şuan tv masası haşat durumdadır sayesinde :)

                                           
                                                Bazende oyuncak kutusundan izlemeyi sever...


Görüldüğü üzere bizde afacanlıklar hiç bitmez,oğlumun üzerine kimse su dökemez bu konuda:)
                                   
                                    1,5 yaşındayken bize yaşattığı muzurluklar, liste halinde:))